SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

CENAİZ BAHSİ

<< 3134 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا زِيَادُ بْنُ أَيُّوبَ وَعِيسَى بْنُ يُونُسَ قَالَا حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ عَاصِمٍ عَنْ عَطَاءِ بْنِ السَّائِبِ عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنْ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ أَمَرَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِقَتْلَى أُحُدٍ أَنْ يُنْزَعَ عَنْهُمْ الْحَدِيدُ وَالْجُلُودُ وَأَنْ يُدْفَنُوا بِدِمَائِهِمْ وَثِيَابِهِمْ

 

İbn Abbas'dan demiştir ki:

 

Rasûlullah (s.a.v.) Uhud şehidlerinin (silahı, zırh gibi) demir(ler)in ve (kürk gibi) deri(den yapılmış madde)lerin üzerlerinden soyularak kanları ve elbiseleriyle defn edilmelerini emretti."

 

 

İzah:

İbn Mace, cenaiz; Muvatta, cihad

 

Bu hadis-i şerifte Allah yolunda savaşırken vefat eden bir kimsenin, yıkanmadan kanıyla birlikte gömüleceğini söyleyenlerin delilidir. Allah yolunda savaşırken vefat eden kimselerin yıkanmadan üzer­lerindeki kanla gömülmelerinin hikmetini Rasûl-ü Zişan Efendimiz şöyle açık­lamıştır: "Onları yıkamayınız. Çünkü (onların Allah yolunda savaşırken al­dıkları) her yara ve (bu yaralardan akan) her kan kıyamet gününde misk gi­bi kokacaktır.”[Ahmed b. Hanbel, 111,299.] Yine mevzumuzu teşki1 eden bu Ebû Dâvûd hadisinde ifa­de edilen diğer bir husus da, Rasûl-ü Zişan Efendimizin Uhud şehitleri def­nedilmeden önce üzerlerinde bulunan deriden ve demirden mamul eşyaların soyulup çıkartılmasını emretmesidir.

 

Hanefî âlimleri, bu hadise ve îmam Ali (k.v)'İn "Şehidin üzerinden sa­rık, mest, fes gibi giysiler çıkartılır" mealindeki sözünü esas alarak; "şehi­din üzerinde sadece kefen vazifesi görecek giysiler bırakılır, diğerleri çıkartı­lır. Kürk, sarık, silah gibi eşyalar ise süslenmek, soğuktan ya da düşmandan korunmak için dirilere lazım olan ihtiyaç maddeleridir. Ölülerin buna ihti­yacı yoktur" demişlerdir.

 

Şâfiîler ise bu mevzuda "Onları giysileriyle ve kanlarıyla beraber def­nediniz. Çünkü kıyamet gününde damarlarından kan renginde, fakat misk gibi kokan bir kan fışkırır olduğu halde dirileceklerdir " hadisine dayanarak şehidlerin üzerinden sözü gecen eşyalardan hiç birini çıkarmazlar[Bezlu'l-Mechud, XIV,102.] demişlerdir. Ha­nefî âlimlerinden îbn Abidin, Hanefî âlimlerinin bu mevzudaki görüşünü şöyle özetliyor: "Kefen olmaya yaramayan şeyler, gocuk, pamuk dolgulu elbise, külah, mest, silah ve zırh gibi eşyadır. Don bunlardan değildir. En muvafık kavle göre, o çıkarılmaz. Nitekim Hindiyye'de de Hinduvani'den naklen böyle denilmiştir."[Davudoglu Ahmed, İbn Abidin, 111,519.]